Muhteşem Tarih

hz muhammet sevgisi

Şairlerin Dilinden Hz. Muhammed Sevgisi

 

Âmine Hâtun Muhammed ânesi / Ol sadeften doğdu ol dür dânesi. Süleyman Çelebi

 

Gözler Senden güzelini aslâ görmemiştir,
Kadınlar Senden daha güzelini doğurmamıştır,
Sen her türlü kusurdan uzak olarak yaratıldın,
Âdeta Sen gönlünce yaratılmışsın. Hassan b. Sâbit

 

Mâ kaale "lâ" kattu illâ fî teşehhüdihî
Vemâ kaale "neam" illâ vecâeti’n niam. Bûsîrî

(Hayatında, kelime-i şehâdetindeki "lâ"'dan başka, kimseye "lâ-hayır" demedi. “Evet" deyince de nimet ve ihsanları coşardı.)

 

Beleğa’l ulâ bi kemâlihî, keşefe'd-dücâ bicemâlihî
Hasünet cemîu hısâlihî, sallû aleyhi ve âlihî. Şeyh Sa’dî

(O, kemâliyle yüksek derecelere erişti, cemâliyle karanlıkları açtı. Bütün huyları güzeldir, O'na ve âilesine salevat getirin.)

 

Hüve’l-Habîbü’llezî türcâ şefâatühû
Li külli hevlin min’el-ehvâli muktehımi. Bûsîrî-Kasîde-i Bürde
(O, öyle bir sevgilidir ki; insanı boğan her güçlük ve şiddet ânında O’nun şefaatı umulur.)

 

Muhammedün beşerun, lâ ke’l-beşer

Bel Hüve ke’l-yâkûti beyne’l-hacer. Ebu’l Hasan Şâzelî
(Hz. Muhammed de bir beşerdir; fakat öbür insanlar gibi değil .. Nasıl ki; yâkut taştır, fakat öbür taşlar gibi değil!)

 

Bir mektebe oldu ki müdâvim / Allah idi zâtına muallim. Muallim Nâcî

Hakkın bize bir atâsıdır O, / En sevgili Mustafa’sıdır O.

Vasfında sözün hülâsâsın al / İnsandı, fakat melekten efdâl. Mustafa Fehmi Gerçeker

Nâ-ehl olur muârız-ı ehl / Her Ahmed'e bulunur Ebûcehl. İbn Kemâl

 

Her Mûsâ'nın bir Firavun’u vardır; her Firavun’un da bir Mûsâ'sı! Atasözü

 

Hz. Muhammed’e dost olmak, Ebû Cehil’e düşman olmayı göze almaktır.

 

Her kafadan bir sadâ /Yok uyacak muktedâ
Sen el uzat ey Rasûl /Uğruna canım fedâ. Hüseyin Hatemî

Bana örnek olamaz kozmopolit maymunlar
İki cihan serveri, Peygamber-i zîşân var! A. Ulvi Kurucu

 

Şeref O'nun, şan O'nun; şöhret O'nun, nâm O'nun
O'dur şeref ve cesâretle küfre karşı duran
Küfre ve şirke öldürücü darbeyi vuran. M. Necati Bursalı

 

Bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım! Nurullah Genç

 

Yoluna can kurban, ne imiş çekilen zahmet
Sensin yâ Rasûlallah, bütün âlemlere rahmet. Lâedrî

Men bende-i Kur'ân’em eger can dârem
Men hâk-i reh-i Muhammed muhtarem. Mevlânâ

(Ben sağ olduğum müddetçe Kur'an'ın kulu, kölesiyim.
O seçkin Hz. Muhammed'in yolunun tozuyum!)

 

Rahmeten li'l-âlemindir Mustafa
Hem şefîu'l-müznibindir Mustafa. Süleyman Çelebi

 

Âciz ins'im vezâifim kulluk etmek Allah'a
Ve hakiki ümmet olmak Hak Rasûlullah'a. Lâedrî

Seni cân-ı azîzinden ziyâde sevmeyen âşık
Hakîkat âleminde âdem olmaz yâ Rasûlallah! Lebîb

Hz. Ahad'e (Allah'a) ve Cenâb-ı Ahmed'e iyi sarıl;
Ey kardeş, ten Ebû Cehl'inden kurtul!
İman ve tâat yolunda bir nefes alır da,
Bir kimse, eğer ziyân ederse ben kâfirim. Mevlânâ

Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim
Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!.. N. Fazıl Kısakürek

 

Sende insan ve toplum, Sende temel ve bina
Ne getirdin, götürdün, bildirdinse âmennâ! N. Fazıl Kısakürek

 

Hâsılı ey Şeh-i iklîm-i vefâ
Sana cânım da fedâ, ben de fedâ. Hâkânî Mehmed Efendi

 

N'olaydı .. bende yüzbin can olaydı
Kamu bir bir .. Sana kurban olaydı. Lâedrî

Bu can bu tende olduğu müddetçe
Örneğimiz Sensin, rehberimiz Sen! Lâedrî

Sultân-ı Rusül şâh-ı mümeccedsin Efendim
Bîçârelere devlet-i sermedsin Efendim
... Hutben okunur minber-i iklîm-i bekâda
Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-i cezâda
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin Efendim
Haktan bize Sultân-ı müeyyedsin Efendim. Şeyh Gâlib

Bir muazzam Padişahsın ki kulundur cümle şâh
Kurb-i ev ednâ'da kuruldu Seninçün tahtgâh. Şeyh Mustafa Selâmi

Sevdim Seni ben sevmeye lâyık diye sevdim
Bir benzeri yok herkese fâik diye sevdim
Kurbanın olam âleme rahmet diye mutlak
Övmüş de yaratmış Seni Hâlik diye sevdim.
Allah ile birlikte anar ismini diller,
Rabbin Sana, Sen Rabbine âşık diye sevdim.
Her hükmü, saâdet yoludur sunduğu dînin,
Her sözü hak, vahyile nâtık diye sevdim! Yasin Kutluğ (Gaziantep Eski Milletvekili)

 

Ruhum Sana âşık, Sana hayrandır Efendim
Bir ben değil, âlem Sana kurbandır Efendim Ali Ulvi Kurucu

 

Gönül hûn oldu, şevkinden boyandım yâ Rasûlallah
Nasıl bilmem, bu hicrâne dayandım yâ Rasûlallah
... Yanan kalbe devâsın Sen, bulunmaz bir şifâsın Sen
Muazzam bir sehâsın Sen, dilersen rûnümâsın Sen
Hâbîb-i Kibriyâ'sın Sen, Muhammed Mustafa'sın Sen
Cemâlinle ferâh-nâk et ki yandım yâ Rasûlallah. Yaman Dede

 

Gülyüzünü rüyâmızda görelim yâ Rasûlallah
Gül bahçene dünyamızda girelim yâ Rasûlallah
Aşkınla yaşarır gözler, firâkınla yanar özler
Mübârek Ravzana yüzler sürelim yâ Rasûlallah
Sensin gönüller sultanı, getiren Yüce Kur'an'ı
Uğruna tendeki canı,verelim yâ Rasûlallah
Vedâ edüp mâsivaya, yalvarıp Yüce Mevlâ'ya
Şefâat-i Mustafa'ya erelim yâ Rasûlallah. Lâedrî

Balıkların suyu sevdiği gibi
Ben de Seni seviyorum ey Nebî! Lâedrî

Canım kurban olsun Senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Gel şefâat eyle kemter kuluna
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
Yunus neyler iki cihânı sensiz
Sen Hak Peygambersin şeksiz gümansız
Sana uymayanlar gider imansız
Adı güzel, kendi güzel Muhammed. Yûnus Emre

 

Yâ Rasûlallah şefâat eyle Allah aşkına
Ben garîbim Sen inâyet eyle Allah aşkına
Nâ-murâdım, ber-murâd et yâ Rasûlallah meded
Ben garîbim Sen inâyet eyle Allah aşkına. Lâedrî

Senin aşkın kamû derde devâdır yâ Rasûlallah
Senin katında hâcetler revâdır yâ Rasûlallah. Şeyyad Hamza

 

Alîlim, ben de muhtâc-ı devâyım ya Rasûlallah. Ziyâ Paşa

 

Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl,
Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl? Bezmiâlem Vâlide Sultan’ın mühründen

 

Sultan I. Ahmed, Hz. Muhammed’in emânât-ı şerîfeleri kendisine gösterildiğinde, Peygamber Efendimizin nalınlarını hürmetle alıp bir müddet seyrettikten sonra, büyük bir sevinç ve takdîs ile irticâlen şu kıt’ayı söylemiştir:
N’ola tâcım gibi başımda götürsem dâim
Kadem-i pâkini ol Hazret-i Şâh-ı Rusül’ün
Gül-i gülzâr-ı nübüvvet O kadem sâhibidir
Bahtiyâ durma yüzün sür kademine O gülün. Bahtî (Sultan Ahmed I)

 

Hâk-i pâyine yetem der ömrlerdir muttasıl
Başını taştan taşa urup gezer âvâre su. Fuzûli

Ey bâd-ı sabâ uğrarsa yolun semt-i Harameyn'e
Ta'zimimi arzeyle Rasûlü's-sakaleyne... Nâbî

Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hüdâ'dır bu
Nazargâh-ı İlâhîdir, Makam-ı Mustafa'dır bu!.. Nâbî

RASÛLULLAH (s.a.v.)'IN HUZURUNDA
Selâm Sana ey Allah'ın Rasûlü... / Selâm Sana ey Allah'ın Habîbi...
Biz şehâdet ediyoruz ki; Sen peygamberlik vazifeni edâ ettin.
Emâneti yerine ulaştırdın… Ümmete doğru yolu gösterdin.
Allah'a kavuşuncaya kadar Allah yolunda çalıştın.
Allah'ı şâhid tutuyoruz ki ey Efendimiz! Ey Allah'ın Rasûlü! Biz Seni seviyoruz. Seni sevenleri de seviyoruz. Allah'tan öyle umuyoruz ki, bize afvıyla muamele ederek, içimizdeki Senin sevgin hürmetine, bizi Seninle haşreder. Bizi de Senin havzının başına getirir, bir daha ebediyyen susamamak üzere içeriz. (Yavrularımıza Peygamber Sevgisi, Erkâm Yayınları)

 

Gel, ey Muhammed, bahardır...
Dudaklar ardında saklı / Âminlerimiz vardır...
Hacdan döner gibi gel; / Mi’râc’dan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!
Konsun -yine- pervazlara güvercinler, / “Hû hû”lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır; / Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler! A. Nihat Asya

 

Peygamberin İzindeyiz
Biz Kuran’ın hâdimleri / Pür imanlı ve zindeyiz.
Bu yoldan dönmeyiz aslâ / Peygamberin izindeyiz.
Hak habîbim dedi O’na / Âlem şâhit olsun buna
Bizden fedâ can uğruna / Peygamberin izindeyiz.
İslâm’ın nurlu gür sesi / Kaldırdı zulmeti ye’si
Âlemlerin Efendisi / Peygamberin izindeyiz.
O’dur âhir Hak Peygamber / O’na salât selâm gönder
Cihânda en büyük önder / Peygamberin izindeyiz.
O’nu sev sen, O’nu tanı / O’dur tende canlar cânı
Gönüllerin tek sultanı / Peygamberin izindeyiz.
Hayra koşan, şerden kaçan / Bize nurlu ufku açan
Âlemlere rahmet saçan / Peygamberin izindeyiz.
Tende kalan bir can ile / Aşk ile pür iman ile
Biz Hazreti Kur’an ile / Peygamberin izindeyiz. İsmail Bayram

 

Seven sevdiğine itaat eder.

Sevdik Seni yâ Rasûlallah, sevdik ve itaat ettik!
Şefaatını esirgeme bizden; tüm inananlardan!.. Lâedrî

Dünya neye sâhipse, O’nun vergisidir hep;
Medyûn O’na cem’iyyeti, medyûn O’na ferdi.
Medyûndur O Mâsûm’a bütün bir beşeriyyet...
Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret. Mehmet Âkif Ersoy

Emekli Eğitimci Mustafa TAŞÇI’nın
“Nesillerden Nesillere Armağan SÖZLER HAZİNESİ” adlı eserinden.
(II. Baskı, sh: 526-531)
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol